Su Altındaki Cennetler

     Ayvalık, Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde bulunan Balıkesir'in Ege Bölgesi'nde kalan bir ilçedir. Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biridir. Fakat buraya internete girip, birkaç tuşa basarak bulabildiğiniz bilgilerden bahsetmeye gelmedik. Sizlere; Ayvalık'ı gezmeye gitmiş bir turist gibi değil de, sanki yıllardır biliyormuşçasına, gözlerinizi kapattığınızda denizin kokusunu alıyormuşçasına anlatmak istiyorum.

    Bir yere tatile giderken ne yaparsınız ? Arabaya binersiniz. Kimileri araba kullanır, kimileri kulaklıklarını takıp derin düşüncelere dalar, kimileri kitaplarının derin cümlelerinde kaybolur. Fakat Ayvalık'a giderken bu mümkün değildir. Camınızı açabildiğiniz kadar açar, zeytin ağaçlarından gelen koku eşliğinde rüzgarı hissedersiniz. Güneş yüzünüze vururken yol kenarındaki reçel satan teyzeleri, meyve tezgahlarının önünde koşuşturan çocukları izlersiniz. Hatta şansınız varsa bir çoban ve koyun sürüsü.
Bu güzel yolculuğun sona ermesiyle sitemize gelmiş, komşular size el sallarken küçük korna sesleriyle onlara selam vererek eve ulaşmışsınız demektir. Sizden bir hafta önce, bir yıl boyunca açılmayan bu eve gelip sizin için temizlik yapan bir babaanneniz varsa çok şanslısınız. Belki biraz öğle atıştırmalığı yer, denize koşarsınız. Ayağınızın altında gidebileceğiniz sayısız koy vardır.

   İlk olarak en yakındaki sahilden bahsetmek istiyorum. İki dakikalık bir araba yolculuğu ile sahile ulaşırsınız. Genelde çok kalabalık olmaz. Fakat gelen kişiler sanki sahile taşınmış dersiniz. Bazen yemeğini bile ısıtıp getiren olur. Suyu temizdir fakat Ağustos ayının sonundaysanız, şansınıza küsün. Yosun saldırısına uğrarsınız.
     Hemen yanındaki koy ise ayağınız kumlarda yanarken koştuğunuz sahilin aksine kayalıktır. Kayalıklar nedeniyle iskeleden girersiniz. İskelede arkanızı döndüğünüzde dört katlı bir bina görürsünüz. Yıkık, artık eskisi kadar çalışmayan tesisle göz göze gelirsiniz. Fakat ilk katında hala renkli armut koltuklar, langırt masaları ve okey oynamaktan sıkılmayan dedeler görebilirsiniz. İskeleye dönersek, birbirini iterek eğlenen gençler vardır. O gençlerden biri olduğunuzu düşünün. Suya düştükten sonra gözlerinizi açtığınızı, ayağınıza deyecek uzunlukta olan rengarenk, çeşit çeşit yosunları, bir kaybolup bir beliren küçüklü büyüklü balıkları hayal edin. Alın size su altındaki bir cennet. Ayrıca sadece bir tane de değil, birden fazla.

Bu koyun diğer yanında Artur Sitesi. Girişinde pazarların kurulduğu, içinde ise bir açık hava sinemasi, dört farklı koyu, bir de Migros'u olan şirin bir sitedir. Tilki Koyu'nda üşürsünüz, suya giren çok az insan vardır. Gemiyatağı idealdir. Fakat bu mükemmelliği birçok insanı kendine çeker. Güvercin en büyük koydur. Geceleri en kalabalık yer ve diskoya yakındır. Denizi ise bir kağıt parçası kadar düzdür. Martı ise Gemiyatağı'nın yanındadır. Geceleri en sakin, ailelerin istediği yerdir. Fenerine doyum olmaz. Artur'un sinemasi ise bambaşkadır. Girişte çekirdek ve poşet alırsınız. Yıldızların eşlik ettiği bir filme kimse hayır demez. Bu arada her koyda tadına doyum olmaz, o meşhur Ayvalık tostunun gerçeğinden yiyebilirsiniz.

Kısacası Ayvalık'a merhaba deyin. Su altındaki saklı cennetlerin yeri.



Yorumlar