Püsküllü Belam ve Kahramanım


Bugün günlerden pazartesi. Ara tatilimizin ilk günü. Normalde İstanbul'da yaşıyorum fakat Eskişehirliyim. Geçen cumartesi tatil için Eskişehir'e döndük. Biz derken babam ve benden bahsediyorum. Büyük bir fedakarlık yapıp İstanbul'da okuyabilmem için benimle geldi.  Tren garından çıkarken hocalarımın verdiği ödevler hakkında kara kara düşünüyordum. Garın çıkışındaki taksilerden birine bindik. Arabanın camından dışarıyı seyrederken evde beni bekleyen köpeğimi düşünüyordum. Adı Badem, sekiz yaşında, erkek bir av köpeği. Cinsi dolayısıyla çok hareketli, obur ve tüylü. O kadar tüylü ki onu "püsküllü belam" diye seviyorum. Kimbilir beni görünce nasıl sevinecekti. Ben düşüncelere dalmışken eve geldiğimizi farkettim. Evimiz, şehir merkezine yakın, müstakillerden oluşan şirin bir sitede. Evin önünde durduğumuzda tanımadığı arabayı gören Badem havlamaya başladı. Badem'in havlamasını duyan annem kapıya çıkıp bize gülümsedi. Babamı ve valizleri unutup arka kapıdan inip eve doğru yürüdüm. Beni gören Badem sevinçle kuyruğunu sallamaya başladı. Balkondan içeri girince üstüme atladı. Ben onu severken annem de babama valizleri taşımasında yardım etmeye gitti. Badem'i birkaç dakikalığına bırakıp anneme sarıldım. Bademi gezdirmeye gideceğimi söyleyip yanlarından ayrıldım. Badem'le balkondan çıkıp sitenin arkasındaki büyük parka yürümeye başladık. Tek köpeğimin Badem olduğunu kim söyledi? Parkın köşesinde beni görüp koşmaya başlayan Felix, üstüme atladı. Felix, Badem'den çok daha büyük, beyaz, kısa tüylü bir sokak köpeği. O kadar büyük ki beni yere düşürdü. Elimde olsa onu da eve alırdım. Kendisi benim koruyucum sayılır. Evet, beni her türlü tehlikeden koruyan bir kahramanım var. Üçümüz büyük parkın içlerine doğru yürürken tatilime ne kadar güzel başladığımı düşünüyordum. Muhtemelen tatilim bu iki dostumla geçecek.






Yorumlar