Kırmızı Pamuklar

Bugün son dersimiz yine fransızcaydı. Açıkçası dün gece çalıştığım hiçbir şey, Madam Peggy'nin ben ve sınıf arkadaşlarım için hazırladığı sınavda çıkmamıştı. Yine de bocalamadım diye düşünüyorum. Okul çıkışı Çağla ve İrem'le ders çalışmaya karar verdik. İrem'in evinin hemen altındaki kafeye gidecektik. Bu arada İrem Moda Caddesi'nde oturuyor. Ne kadar şanslı olduğunu söylesem az. Kafeye adımımı atar atmaz burnuma kahve kokusu geldi. Kahveyi ve kahve kokusunu o kadar seviyorum ki anlatamam. Sipariş vermek için sıraya girdiğimizde biraz acıktığımı fark ettim. Tatlı bir şeyler istiyordum fakat vitrindeki şeyler o kadar güzeldi ki karar veremedim. İlk önce bitter çikolatalı kurabiyeyi gözüme kestirdim. Sonra çilekli pastayı görmemle kurabiye aklımdan çıktı. Daha sonra ise sırayla havuçlu kekleri, tiramisuyu, mozaik pastayı ve elmalı tartı inceledim. Baktım karar veremiyorum, Çağla'nın ne aldığını sordum ve yaban mersinli muffin aldığını söyledi. Oysa ki vitrinde görememiştim. Vitrine tekrar göz attım ve arkada son iki tane kalmış muffinleri gördüm. Üstündeki beyaz kreması özenle konulmuştu ve çok yumuşak görünüyordu. O an kremanın ağzımda dağıldığını hayal ettim. Kremanın altındaki keklere gelecek olursam, ne kırmızı kadar açık ne de bordo kadar koyu renkliydi. Ama ben kırmızı demeyi tercih ediyorum. Krema ve kek birleşince sanırsınız ki kırmızı bir pamuk. Hevesle siparişimi verdikten sonra tabağımı alıp İrem ve Çağla'nın yanına oturdum. Muffinin yanına kahve almayı da unutmamıştım. Aceleyle muffini ısırdım. Ağzıma gelen tadı, o hazzı size anlatamam. Kısacası bugünümün başlığı bu kırmızı, pamuk görünümlü muffinlerdir.

                                                                                                                                                                

Yorumlar